Tamgün Yasası Sonrası İşyeri Hekimliği

TTB, Tam Gün Yasası ile birlikte iş yeri hekimlerinin durumlarının ne olacağına açıklık getirdi. İş yeri hekimleri, 30 Temmuz’dan sonra SGK ile anlaşmalı özel sağlık kuruluşlarıyla SGK ile anlaşması olmayan özel sağlık kuruluşlarında ayrı ayrı çalışabilecek

İş yeri hekimleri, Tam Gün Yasası yürürlüğe girdikten sonra Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile anlaşmalı özel sağlık kuruluşlarıyla SGK ile anlaşması olmayan özel sağlık kuruluşlarında ayrı ayrı çalışabilecekler. Ancak kısmi çalışmalarda bu gruplar arasında geçiş olmayacak.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Hukuk Bürosu, Tam Gün Yasası’nın yürürlüğe girmesinin iş yeri hekimlerini nasıl etkileyeceğine yönelik olarak sık sorulan soruları yanıtladı.

TTB’den yapılan açıklamada, Tam Gün Yasası’nın ilgili hükmünün 30 Temmuz 2010 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte hekimlerin, SGK ile anlaşmalı özel sağlık kuruluşlarıyla SGK ile anlaşmasız özel sağlık kuruluşlarında ayrı ayrı çalışabilecekleri; kısmi çalışmalarda bu gruplar arasında geçişin söz konusu olmayacağı bildirildi. Açıklamada, “Ancak anılan düzenlemede iş yeri hekimliği istisna olarak tanımlandığı gibi, iş yeri hekimliğinin, niteliği gereği tedavi edici diğer hekimlik hizmetleri arasında değerlendirilmesine de olanak bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, Tam Gün Yasası’nın yürürlüğe girmesinden sonra özel sağlık kuruluşunda yürütülen hekimlik görevinin yanı sıra iş yeri hekimliğini de yürütmenin bu açıdan mümkün olacağı düşünülmekle birlikte, söz konusu özel çalışmalara ilişkin olarak Sağlık Bakanlığı tarafından yönetmelik düzenlemesi yapılmasından sonra yeniden bir değerlendirme yapmak mümkün olabilecektir” denildi.

Kıdem tazminatı alabilecekler mi?
Tam Gün Yasası’yla birlikte iş yeri hekimliğinden ayrılmak zorunda kalanların kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmayacağı ile ilgili Yasa’da geçici bir hüküm bulunmaması sebebiyle duraksama yaşandığı kaydedildi. Yasa’nın vermiş olduğu kısmi çalışma hakkından yararlanarak yürütülen çalışmanın yine Yasa ile getirilen bir yasakla engellenmiş olması sebebiyle akdin feshedilmesinin, iş yeri hekimi nin gerçek iradesini yansıtmamakla birlikte teknik olarak istifa gibi göründüğü belirtildi. Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Hukukumuzda ise haklı bir gerekçe olmaksızın istifa edilmesi kıdem tazminatına hak kazandırmamaktadır. Ancak, bu konuda yargısal değerlendirmeler henüz mevcut olmamakla birlikte, yeni bir yasal düzenleme sebebiyle hekimi n tek bir kurumda çalışmaya zorlanması ve hekimi n de resmi kurum çalışmasını tercih etmesini basit bir istifa biçiminde değerlendirmemek, iş akdinin feshinde ‘zorlayıcı neden’ benzeri bir değerlendirmede bulunmak gerektiği düşünülmektedir. Emekten yana düzenleme getirilen iş hukuku kurallarından farklı bir sonuca ulaşmak, hak ve adalet ilkelerine uygun bir neticeyi oluşturmayacaktır.”

“TTB sertifikaları da geçerli”
Kısmi zamanlı olarak yürütülen iş yeri hekimliği sözleşmesinin feshi durumunda hak kazanılan kıdem tazminatının hesaplanması konusuna da açıklık getiren TTB, tazminatın haftanın beş günü çalışılması durumunda, çalışılan ve çalışılmayan saat ve gün ayrımı yapılmaksızın, hizmet akdinin başlangıcı ile sona ermesi arasında geçen tüm süre üzerinden hesaplanacağını bildirdi.
İş yeri hekimlerinin “yenileme eğitimlerine” katılmaları zorunluluğu bulunmadığı dile getirilirken, Çalışma Bakanlığı tarafından Yönetmelik ve Tebliğ ile getirilen, iş yeri hekimlerinin yedi yılda bir yenileme eğitimine katılmaları, aksi takdirde sertifikalarının geçerli sayılmayacağına ilişkin düzenlemenin, Danıştay kararıyla durdurulduğu anımsatıldı.

Açıklamada, TTB tarafından verilen iş yeri hekimliği sertifikasının geçerli olduğu belirtilerek, “Çalışma Bakanlığı tarafından çıkartılan Yönetmelik’le 16 Aralık 2003 tarihinden önce verilmiş sertifikaların geçerli olduğu kabul edilmiş ise de söz konusu hükmün yürütmesi Danıştay tarafından durdurulmuştur. Bu durumda, 19 üniversite ve TTB’nin birlikte düzenlediği eğitimler sonucunda verilmiş olan bütün sertifikalar geçerlidir” denildi.

Çalışma Bakanlığı tarafından yetkilendirilen özel hukuk tüzel kişileri tarafından kurulmuş bulunan ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin iş yeri hekimliği hizmeti vermesinin mümkün olup olmadığıyla ilgili olarak, “Danıştay tarafından yeni bir karar verilene kadar iş yeri hekimliği, yürürlükteki yasal düzenlemelere uygun olarak; yeterli süre ayırabilecek işyeri hekimlerinden ilgili tabip odasının onay verdiği hekimler tarafından yerine getirilecektir. Özel hukuk tüzel kişileri tarafından kurulan ve genel müdürlük tarafından yetkilendirilen ortak sağlık ve güvenlik birimi adı altındaki yapıların faaliyetleri ise şimdilik mümkün bulunmamaktadır” açıklaması yapıldı.

“Özel kurumlar eğitim veremez”
TTB açıklamasında, iş yeri hekimliği eğitimlerini kimin düzenleyebileceğiyle ilgili olarak da şunlar kaydedildi:
“Danıştay kararlarına göre, iş yeri hekimliği sertifika eğitimlerini özel kurum ve kuruluşlar düzenleyemez. Çalışma Bakanlığının kurum ve kuruluşları eğitim kurumu olarak yetkilendirmesine de hukuken olanak bulunmamaktadır.
Kuruluş yasasındaki meslek mensuplarına mesleki gelişimlerini sağlayacak eğitimleri vermek TTB’nin yetkisi içinde değerlendirilmiş olmakla birlikte, İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimleri ile Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri Hakkında Yönetmelik’te meslek örgütünün eğitim yetkisi genel müdürlüğün iznine tabi tutulmuş, buna karşı açılan davada söz konusu ‘izin verme’ yetkisinin yürütmesi durdurulmuş, ancak meslek örgütünün tek başına sertifika eğitimi verebileceğine ilişkin bir yorum da yapılmamıştır.

İş yeri hekimliği sertifika eğitimlerini yapma yetkisi tartışmasız olan kurum üniversiteleridir. Ancak üniversitelerin bu alanda eğitim verebilmesi için bilimsel ve örgütsel bir donanımın olması, bir başka ifadeyle en azından tıp eğitimi veren bir üniversite olması gerekliliğinin aranması gerekir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.